Hangi Saf Irk veya Melez Ana Arı Kullanılmalı?

Arıcılık yapılan bölgenin iklimi ırkın seçiminde çok önemlidir. Kafkas ve Karniol ırkları soğuk ve karlı geçen kış aylarına dayanıklı olmasına karşın, İtalyan ırkı kışı daha ılık geçen Akdeniz iklimine uygundur. Lokal ırklar ve bunların ekotipleri ise biyolojilerini bölgelerinin iklim ve flora yapısına endekslemiş olduklarından bu bölgelerin dışında çoğu kez başarılı olamamaktadırlar.

Örneğin Muğla arısı olarak bilinen arı, biyolojisini Eylül- Ekim aylarında Basra böceğinin salgısına endekslemiştir. Bu arı içgüdüsel olarak bilmektedir ki, Eylül – Ekim aylarında Basra böceğinin salgısından bal yapabilir. Yaz aylarında topladığı nektarı ağırlıkla yavru çoğaltmakta kullanır. Muğla arısı bu davranışı ile çam balı alanlarında başarılıdır. Ancak bu arı Orta Anadolu veya Doğu Anadolu gibi yörelere götürülüp buralarda arıcılık yapmaya teşebbüs edildiğinde sonuç alınamamaktadır. On binlerce yıldır sonbaharda çam balı üreten Muğla arısı, bu içgüdüsel davranışla sonbahara yavru mevcudu yüksek kolonilerle girer. Sonuçta koloni götürüldüğü bu bölgelerde Basra böceği salgısı olmadığı için bal yapamaz. Sonbaharda bal toplayamayan koloni aşırı soğuk ve uzun bir kışa maruz kalınca, koloninin kalabalık olan arıları zaten az olan bal mevcudunu kısa zamanda tüketir ve aç kalırlar. Aç kalan koloniler kış aylarında ölürler.

Türkiye arıcılığı bu gerçeği çok acı bir şekilde yaşamıştır. İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu kırsalına son 20 yılda dağıtılan yaklaşık 700 bin kolonin tamamına yakını ölmüştür. Ölümlerin en önemli nedeni bu adaptasyon problemidir.

Bir başka örnek de Rhodadendron bitkisinin yoğun olduğu Karadeniz Bölgesine dışarıdan getirilen başka ırk arıların yaşayamamasıdır. Rhodadendron bitkisinin insanlar için de toksik olan ve mahallen deli bal tabir edilen nektarı, bu nektara alışık olmayan arıları olumsuz etkilemekte, hatta onların ölümüne neden olmaktadır.